Düşlerimi gerçeğe dönüştüren Sivas Paşabahçe Yamaç Evleri, masallardaki zümrüdü anka kuşu misali küllerinden doğmuş bir doğa harikasında hayat bulmuş. Yıllarca Sivas’ın su ve enerji kaynağı olmuş Paşabahçe mesire alanında güçlü akan Tavra Deresi, dönemin yöneticileri tarafından kentin elektik ihtiyacını karşılamak için kullanılır. 1934 yılında dere kenarına şehrin elektrik santrali yapılır. Gel zaman git zaman bakmışlar ki santral kentin elektrik ihtiyacını artık karşılayamıyor. Kentin o dönemki yöneticileri, santrali kapatıp güzelim doğa harikasını kaderine terk ediyorlar.

 

Sizin anlayacağınız zamanla gözden çıkarılan Paşabahçe, yıllarca kimsenin gitmediği, hoyrat ağaçları, doğal ve düzensiz yapısı ile zamana meydan okuyor. Ta ki günün birinde doğaya hayran, çevreye saygılı bir belediye başkanı seçilir ve işte o gün Sivas’ın kaderi değişir. Birbiri ardına harika mesire alanları projeleri geliştirilir. Elektrik santrali yeniden faaliyete geçirilir ve Paşabahçe mesire alanının ihtiyacını karşılar hale getirilir. Tavra Deresi ıslah edilir, sosyal alanlar inşa edilir, kamelyalar yapılır, sözün özü doğa harikası Paşabahçe gelin misali süslenir ve Sivaslılar’ın karşısına yeniden çıkarılır.

Bir zamanlar fabrika dumanlarının tüttüğü vadi, bugün yaydığı oksijeni ile insanın ciğerlerini huzurla dolduruyor. Tertemiz havası, yemyeşil ağaçları ile her derde deva Paşabahçe mesire alanındaki yamaç evlerine konuk olacağız. Düşün peşime, düşümle gerçeğimin nasıl buluştuğunu anlatacağım size. Buyurun, düşlerimi gerçeğe dönüştüren Sivas Paşabahçe Yamaç Evleri‘ni birlikte gezelim.

Yamaç Evleri Heyecanı

Anneannemin evinde mutlu bir çocukluk geçirdim. Toprak damlı evimizin koskocaman bir bahçesi vardı. Bütün mahalleye hoş kokular salan rengarenk güllerimiz,  içinde kaybolmaktan müthiş keyif aldığım mısır tarlamız, baharda sırlarımı paylaştığım nazenin papatyalarımız.

En sevdiğimiz saklambaç oyunumuzun vazgeçilmezi meyve ağaçlarımız, heyecanıma ortak olan tavuklarımız, civcivlerimiz, kedilerimiz ile kardeşten öte komşularımız.  Özellikle de annem ile babamın yanımda olamayışını bana hissettirmemek için çırpınan dayılarım ve teyzem, hayatımın en güzel günlerinin minik özeti gibi.

O günlerde en büyük zevkim ortadan yok olup, koca ceviz ağacının arkasına saklanıp, hayal kurmaktı. Çünkü daha dört yaşında, hayallerin gerçek olduğuna tüm kalbimle inanmaya başlamıştım. Sağ olsun hayat da, beni inandırmak için elinden geleni yaptı. Hayallerimi gerçekleştirmem için fırsatlar sundu. İnancım arttıkça hayallerim gerçekleşti, hayallerim gerçekleşince daha çok hayal kurdum daha çok.

Yamaç Evleri Sükuneti


Gidip gelip, bahçemizdeki heybetli mi heybetli ceviz ağacımızın dalları arasına yaptığım tahtadan bir o da hayal ediyordum. İçinde kütüphanem, yer minderlerim, sehpam olacak. Canım isteyince kendimi saklayacağım, kimsecikler bulamayacak. Çünkü hane halkı benim orada olduğumu zaten bilecek ancak, asla rahatsız etmeyecek. Ta ki ben oradan çıkıp gelene kadar.

Gel zaman git zaman bizim minik bitter büyüdü. Yazmayı çok seviyordu ama sakinlik istiyordu. Bunun için de şehirden, gürültüden ve insanlardan uzak bir yer de belki de engin bir dağın yamaçlarında ahşap bir evde yaşaması gerektiğini düşünüp duruyordu.
 

Sivas’ı Keşfe Çıkalım

Düşüne düşüne sonunda hayal ettiği bu evin nerede olduğunu buldu. Bulunca durur mu hiç hemen atağa geçti, şansı yaver gitti, bir de baktı ki hayallerinin evini görmek için yola çıkmış. Yolculuk nereye derseniz Sivas’a götüreceğim sizleri.

Hayallerim ve bavulumla birlikte Nuri Demirağ Havaalanı’na iniş yaptım. Hemen mihmandarım Emre Bey’i aradım. 10 dakika içinde havalimanında olacağını söyleyen mihmandarımı görmek için sabırsızlanıyordum. Birden zaman durdu sanki, kendimi cimcikleyince gerçeğin farkına varıp Sivas’ta olduğumu anladım.

Acaba Sivas’ta beni neler bekliyor diye kafamda dizi film misali kurgu yaparken mihmandarım Emre Bey aradı: “Biz geldik. Havaalanının kapısında sizi bekliyoruz.” Heyecan dorukta kapının önüne çıktım. Tertemiz bembeyaz bir araçtan inen iki kişi karşıladı beni. Melek gibi dikiliyorlardı karşımda, ilk karşılaşma anında birden kafamdaki endişelerin hepsi silindi. Sivas’tan harika anılarla ayrılacağımı hissettim. Sonra da bir bir hissettiklerimi yaşamaya başladım. Güzel dostluklar biriktirdim.

Paşabahçe Mesire Alanı

Heyecanlardan biri biterken diğeri başlıyordu. Çünkü Atatürk‘ümün Cumhuriyet’in temellerini attığı şehirdeydim. Hem de Sivas Kongresi‘nin yapıldığı Eylül ayında şehre gelmiştim bende. Tanrım bu nasıl bir işaret dedim kendi kendime ve geleceğe dair bir umut kaplayıverdi içimi ne yalan söyleyeyim.

İşte Anadolu‘yu bunun için çok seviyorum. İmkansızı gerçekleştirmiş bir gerçeklik olarak karşımızda duruyor ve umut veriyor her daim. Çılgınca çevremi inceliyor adeta gözlerimle şehrin fotoğraflarını çekiyordum. Sivas şehir merkezinden yaklaşık 5 kilometre kadar uzaklaştıktan sonra, Paşabahçe mesire alanına ulaştık.

Heybetli dağların arasında gülümseyişi ile içimi ısıtan yemyeşil bir vadinin içindeydik. Kapıda güleryüzlü güvenlik ekibi karşıladı bizi. Gerekli kontroller yapıldıktan sonra alana girdik.  Şehrin gürültüsünden uzak, zevkle tasarlanmış yaz, kış huzurla yaşanan bir turizm beldesine ayak basmıştım sanki. Hayalini kurduğum yamaç evleri gerçeğe dönüşmüştü. Ne de güzel olmuştu. İşte tam da o anda zaman dursun ve ben hep orada kalayım istedim.

Yamaç Evlerinde Misafir Oldum

Dağ yamacına gömülü olarak 1+1 olarak inşa edilen 65 metrekarelik yamaç evlerinin terası vadiye bakıyor.  Barbeküsü, mutfağı, banyosu, tuvaleti ve yatak odası şık döşenmiş kutu gibi bir ev hayal edin. İçinde televizyonu, buzdolabı, fırını, şöminesi, doğalgazı her şeyi var. İster apart ev gibi düşünün, isterseniz de çevresinde sosyal alanları, restoranları, kafesi, her türlü spor, doğa, sanat aktivitelerinin yapılabileceği tatil köyü gibi düşünün, siz nasıl isterseniz. Tercih sizin. İki hayalinizi de yamaç evlerinde yaşamanız mümkün.

Sivas Belediyesi‘nin bu özel yamaç evlerinde 2 gece misafir oldum. Hayalimi yaşadım, orada yazacağım kitaplarım için hazırlıklar yaptım, notlar aldım, kafa dinledim. Çılgınca Sivas şehir turları yaptım. Bol bol fotoğraf çektim, çekindim. Başkanımız Sami Aydın başta olmak üzere, değerli basın müşaviri Ünal Torun ve ekibine ömrüme ömür katmama sebep oldukları için teşekkür ederim.  Sayelerinde kendimi kraliçeler gibi hissettim.

Sivas’ın Yollarına Çıkın

Binbir çeşit kahvaltı sofralarını mı, kebaplarını mı, köftelerini mi, samimi yarenliklerini mi, kaplıcalarını mı, dalında koparıp yediğim meyvelerini mi, hayvanat bahçesindeki sırdaşım eşsiz beyaz kuğuyla sabah sohbetlerimi mi, asil kangallarla saklambaç oyunlarımı mı, gezdiğim uluslararası nitelikteki Sivas müzelerini mi, kültürünü mü, sanatını mı, tarihini mi ne  anlatsam nasıl anlatsam bilemedim.

Ama bir yerden başlamak gerekiyordu. Ben de hayallerimi gerçeğe dönüştüren proje yamaç evleriyle başladım. Günlerce hatta aylarca sizlere Sivas’ı anlatabilirim. Aslında Sivas anlatılmaz yaşanır sevgili okur. Siz iyisi mi hep bedenimizle ilgilenirken, ruhumuzu nasıl da susuz bıraktığımızı hatırlayın benim gibi ve Sivas’ın yollarına çıkın.

Ruhunuzu özgürlüğüne kavuşturmak istiyorsanız,  Paşabahçe Mesire Alanı’nda bulunan yamaç evlerinde birkaç gün geçirin. Tertemiz havası, alabildiğine yeşil alanları, meyve ağaçları, şelalesi, mini hayvanat bahçesi, akarsuyu, köprüleri,  kendi enerjisini kendi üreten tesisi, çardakları, oyun parkları, restoranları, camisi, mesciti yok yoktu içinde, adeta kendinizi Harikalar Diyarı’nda hissedeceğinizi garanti ederim.

Doğa turizminin en özel projelerinden biri olan yamaç evlerinde kalmak için detaylı bilgi almak istiyorsanız, Sivas Belediyesi’nin Paşabahçe Mesire Alanı’nda bulunan Kütük Ev Sosyal Tesisleri‘nin yöneticisi Metin Bey ile 0 346 221 79 55 nolu telefondan irtibata geçebilirsiniz.

©2024 Anadolu Gezi Rehberi

veya

Kullanıcı Bilgileriniz İle Oturum Açın

veya    

Bilgilerinizi Unuttunuzmu?

veya

Create Account