Biyografileri okumak ayrı bir keyif veriyor.
Çünkü, biyografilerin geleceğe ışık tuttuklarına inanıyorum.
Özellikle dünyaca ünlü insanların mücadele dolu yolculukları ilgimi çekiyor.
Tüm bu duygu ve düşüncelerle girdiğim kitapçıdan, dünyaca ünlü ressam Frida Kahlo’nun hayatını anlatan kitabımı alarak çıktım.
Devrimci ve feminist ressam Frida Kahlo’nun resimleri sürrealist olarak nitelendirilse de, Kahlo bunu ısrarla reddetmiş.
Asla hayâllerini değil, yalnızca kendi gerçeğini resimlediğini söylemiş Kahlo.
Tablolarının birçoğunda kendi yüzünü resmeden Frida Kahlo’nun hayat hikâyesi de oldukça ilginç.
Küçükken geçirdiği çocuk felci yüzünden bacağı kesilir ve çocuk yaşta tahta bacakla hayatına devam eder Frida Kahlo.
Ardından okuldan dönerken bindiği otobüsün tramvayla çarpışması sonucu çok kişinin öldüğü trafik kazasında, trenin çubuklarından birisi Frida’nın sol kalçasından girip leğen kemiğinden çıkar.
Yaşadığı trafik kazası sonucunda yatağa bağımlı hale gelir Kahlo ve hayatı boyunca da sağlık sorunları peşini bırakmaz.
Kahlo’nun tüm hayatı artık korseler, hastaneler ve doktorlar arasında geçer.
Bu esnada yatağa mahkûm olan Kahlo, çocuk sahibi olamayacağını da öğrenir.
Yatağa bağımlı olduğu günlerde babasının aldığı fırça ve tuval; annesinin yatağının tavanına astığı ayna sayesinde resim yapmaya başlar.
Resim artık onun hayatının vazgeçilmez bir parçası, yaşama azmi olur.
Yaşaması bir mucize olarak görülen Kahlo, bu azmi sayesinde yeniden yürümeyi başarır.
Eğer ünlü ressam Frida Kahlo’nun hayatından sunduğum kesit ilginizi çektiyse, hikâyenin devamını “Aşk ve Acı- Frida Kahlo” isimli kitabından okuyabilirsiniz.
