Koku geni sadece kadınlarda var. Bağışıklık sistemi güçlü çocuklar dünyaya getirmek için, güzel nesiller yaratmak için kadınların eş seçimlerini yapmasından başka yol yok. Savulsun dünya kadınlar geliyor.
Dünyada kokular her coğrafyada tanrılara sunmak için hazırlanılırmış. Daha sonra aristokratlar kullanmaya başlamış. Kraliçeler etrafı etkilemek için sürünmüşler. Çünkü, insanın var oluş hikayesinde kokular var. Çünkü insan beynini en hızlı etkileyen şey koku. Osmanlı alimleri de insanı etkileyen 3 şey olduğundan bahseder: Musiki, tat yani lezzet ve koku. Batı, İslam coğrafyasını kokular sayesinde tanımış. Dünyada en çok gül yetiştirilen ülkede yaşıyoruz bilmem farkında mısınız? Neden mi gül yetiştiriyoruz dersiniz? Çünkü gül en yüksek enerjiye sahip çiçek.
Kanser hastalığında koku tat ilişkisi
Kokunun günlük yaşantımızda çok önemli bir yeri var. Çünkü insanın tüm kromozomlarında koku genleri var. Sadece genetik açıdan değil, beslenirken de çok önemli bizler için. Kanser hastalığında ve tedavi sürecinde koku ve tad nasıl etkileniyor diye şöyle bir araştırın. İnanın çok şaşıracaksınız. Çünkü, çeşitli hastalıklarda önemli risk faktörlerinden biri, iyi sindirememenin tat ve koku ile olan ilişkisi.
Her koku için ayrı bir hücremiz var
Anatomik olarak bakacak olursak ortalama yüz trilyon hücreye sahibiz. Sahip olduğumuz her hücrede bir tane DNA molekülü vardır. Bunlardan sadece bir tanesinin içinde 3 milyar farklı konuda bilgi bulunur. Yani vücudumuz mükemmel uyum içinde bir senfoni oluşturuyor. 2004’te Nobel ilk defa koku genlerimizi tanımlıyor. Her koku için ayrı hücremiz var. 10 bin koku alıyoruz. Koku reseptörlerimiz var. Veee şimdi sıkı durun esas bombayı patlatacağım. Sadece ve sadece Y kromozomunda koku geni yok.
Y kromozomunda koku geni yok
Koku geni taşımayan Y kromozomu kimlerde bulunur siz düşünedurun ben anlatmaya devam edeceğim. Öyleyse neymiş efendim, biz aslında koku ile iletişim kuruyoruz. Koku reseptörleri sadece burnumuzda var zannediyorduk biz, oysaki vücudumuzun her yerinde var. En fazla da nerede var biliyor musunuz? Kalpte efendim. Ne enteresan değil mi? Evet evet bence de öyle, araştırınca günlerce düşünüp durdum. Heyecan duydum. Ne güzel bu bilgiler dedim. Durdum düşündüm düşündüm durdum.
Duygularımız nasıl kokular salıyor?
Hemen aklıma ne geldi biliyor musunuz? Ne derlerdi bize küçükken köpeklerden korktuğunu sakın belli etme. Çünkü belli edersen vücudun bir koku salgılar ve köpek bunu anlar ve senin peşinden koşmaya başlar. Köpekten korkuyorsan olduğun yerde dur. Sakinleşmeye çalış. Bilim bunları kanıtladığına göre insanın aklına acaba diğer duygularımızda kokuyor mu? sorusu geliyor.
Koku kültürünün olmazsa olmazı Gül
Koku kültürünün olmazsa olmazı Gül. Binlerce yıl çeşitli hastalıkların tedavisinde ilaç olarak kullanılan gülün anavatanının Orta Asya olduğunu biliyor muydunuz? Orta Asya dediğiniz yer neresi Anadolu. Anadolu’da kimler yaşar Türkler. Ben size daha ne söyleyeyim sevgili okur ne söyleyeyim. Ayrıca mekana dair anılar koku ile birleştiğinde hafızada çok daha kalıcı oluyor. Misal yediveren güllerin kokusunu her duyduğunuzda çocukluğunuza anneannenizin bahçesinde koşturduğunuz günlere o güzel anıları yaşadığınız mutluluğunuza geri dönebiliyorsunuz.
Duygu ve hafıza arasındaki ilişki
Psikoloji ve koku ve daha fazlası için Rachel S. Herz ve G. Cuphick kitaplarına bakabilirsiniz. Duygu ve hafıza arasındaki ilişki koku korteksi, amigdala, hipokampüs arasında nöral bir bağlantı olduğu ileri sürülmüş. Yani kokunun hafızada, işitsel ve dokunsal uyarıcılara göre daha etkili olduğu görülmüş. Merak edenler Simon Cho ve Joseph Downs gibi araştırmacıların makalelerinden yararlanabilirler.
Türk koku kültürü
İstanbul’un dünya tarihine damgasını vurmuş kokuları manolya, erguvan, ıhlamur, fulya, yasemin, zambak, karanfil, sümbüldür derler. Siz ne düşünüyorsunuz? Mesela ben de her şehrin de farklı kokuları varmış diye hayal ediyorum. Bahçeme ektiğim lavanta kokusu beni Antalya‘ya götürüyor. Leylak kokusuyla Tatvan’daki komşu teyzenin bahçesine gidiyorum. Diyarbakır’ın o dünyaya nam salan gül kokuları burnuma gelince bir hoş oluyorum. Vize’nin ıhlamur kokusu sık sık aklıma düşüyor. Yani sizin anlayacağınız bizim memleketin kokuları envai çeşit ve eşsiz güzelliktedir. Düşünün yolculuklara çıkın.
Kadın eşini seçerken HLA benzeri bir seçim yapıyor
Şimdi de sizinle çok enteresan bir bilgi paylaşıp koku konusunu bugünlük bitireceğim. Kadınlara rastgele seçilmiş erkeklerin giydiği tişörtler verilmiş. Bu tişörtleri ne kadar hoş koktuğuna göre sıralamaları istenmiş. Araştırmaya katılanların tercih sıralamasında, HLA ile benzerlik tespit edilmiş. HLA bağışıklık sistemimizin bize ait olmayan ve patojen olma riski taşıyan hücrelerini tespit etmemize yardımcı olan bir protein grubu sistemi. Bu ne demek oluyor? Bir kadın eşini seçerken HLA benzeri bir seçim yapıyor. Araştırmaya göre kadınların kendilerinden farklı HLA profiline sahip, yani bağışıklık sistemi genetiği açısından en uyumlu oldukları erkeklerin tişörtlerini en hoş kokanlar olarak seçtiği görülüyor.
Kadınlar eşlerini vücut kokusuna göre seçmeli
Peki şimdi sorarım size biz kadınlar neden insanların genetik olarak tercih ettiği kokular olduğunu bilmemize rağmen, eşlerimizi vücut kokusuna göre seçmiyoruz. İnsanların genetik özellikleri ve üreme kabiliyetlerinin vücut kokularında gizli olduğunu biliyorsak, bunu eş seçimimizde neden değerlendirmiyoruz? Çünkü takdir edersiniz ki vücut kokusunun hayatımızdaki önemi azaldı. Kokumuzun fakında değiliz ki. Çünkü bize envai çeşit koku sattıkları için kendi kokumuzu seçemiyoruz.
Bağışıklık sistemi güçlü çocuklar dünyaya getirmek
Oysaki bizim kokumuzu benzersiz kılan genlerimiz var. Eğer partnerimizin genetik bağışıklık profili ve vücut kokusu bizden farklıysa doğuracağımız çocuklar patojenlere karşı daha dirençli doğacak. İşte tam da bu noktada X kromozomu sahiplerine çok iş düşüyor. Haydi bakalım kızlar içinizdeki kadını uyandırın. Kokunuzu seçin. Başta da dediğim gibi bilim, Y kromozomunda koku geni olmadığını kanıtladı. Bağışıklık sistemi güçlü çocuklar dünyaya getirmek için, güzel nesiller yaratmak için kadınların kendi seçimlerini kendisinin yapmasından başka yol yok. Savulsun dünya kadınlar geliyor.
Not: Bu değerli bilgileri Başiskele Belediyesi’nin nefis kitaphanesinde, Kitaphane Kültür Söyleşileri kapsamında yaptığı “Roma’dan Osmanlı’ya Koku Kültürü” sunumuyla keyifle bizlerle paylaşarak ufkumuzu açan koku akademisi eğitmenlerinden Kocaeli Üniversitesi Tıbbi Biyoloji Anabilimdalı Profesörlerinden Emel Ergül’e teşekkürü bir borç bilirim.