Gündüz Olympos Antik Şehri’ni gezdiğim yetmiyormuş gibi, aynı günün akşamı Yanartaş’ı görmeden gelme diyen dostlarımı dinleyerek, Olympos Dağı’nın tepesinde aldım soluğu. Yanartaş’ı görebilmek için Çıralı Köyü’nden 1.5 kilometrelik bir patikayı tırmandım. Bir yandan ayaklarımın altından taşları yuvarlarken, bir yandan da telefonumun yardımıyla gözümün önünü görmeye çalışarak, adrenalin dolu bir yolculuk sonunda zirveye ulaştım. Bir de ne göreyim…
Dağın tepesinde dairevi bir alanda çıra gibi yanan zayıf alevler var. Ne enteresan dememe kalmadan şöyle bir çevreme bakındığım anda hayatımın ilk kültür şokunu Yanartaş’ta yaşamış oldum.
İçinde hiç sönmeyen ateşi barındıran Yanartaş’ı görmeye çıkan ülkem insanları o efsanelere konu olmuş dağı görmek için değil, dağdaki alevler üzerinde sucuk ve marşmelov pişirmek için çılgınlarca dağa tırmanıyorlarmış. Nasıl da ehlikeyf bir milletiz.
Birçok mitolojik öyküye konu olan Yanartaş’ı Homeros şöyle anlatmış: Likya Kralı, Bellerophontes adlı genci aslan başlı, keçi gövdeli, yılan kuyruklu ve ağzından alevler saçan Chimaira isimli canavarı öldürmesi için görevlendirir.
Zeus’un verdiği kanatlı at Pegasus’la canavara saldıran Bellerophontes mızrağıyla öyle bir vurur ki ateş soluyan canavar oracıkta yerin yedi kat altına gömülür ve ardında ağzından çıkardığı alevler kalır. İşte bu yüzdendir ki Yanartaş’ın ateşi sonsuz kadar sönmeyecek şekilde yanarmış.
Bellerophontes’in zaferini kutlamak amacıyla, Olimpos’ta bir yarış düzenlenir. Atletler, Chimaira’nın ateşi ile meşalelerini tutuşturarak koşmaya başlarlar.
Yunan mitolojisine göre de ilk olimpiyat ateşinin yakıldığı dağdır Yanartaş. İşte bu yüzdendir ki antik adı “Chimaira” olan Yanartaş, tarih boyunca her daim kutsal bir alan olarak kabul edilmiş.
Yüzyıllardır sönmeyen ateş Yanartaş yakınlarında Roma ve Bizans döneminden kalma bir kilise ve tapınağa ait kalıntıların olduğu da söyleniyor. Ancak, ben hava kararmasına yakın tırmanışa geçtiğim için göremedim. Dilerseniz siz onu da görebilirsiniz. Beni özleyin.
Sevgili Bihter,
Biz kutsal kitabını bile okumayıp renkli torbalar içinde ağzını bağlayıp duvara asan bir milletiz,Yaşadığımız toprakları yaşamış medeniyetlerden bihaberiz .Antalya’nın Kaş ilçesinde bir tarihte bir turistin mısır satan bir satıcıya ANTİK Tiyatronun yerini sorduğunu,atıcının “bilmiyorum” cevabını duydum.Turistin sorduğu yer mısır satıcısının mısır sattığı yerdi! işte böyle Olimposta SUCUK pişirme yarışına gidenlerle senin gibi araştırmacıların arasındaki farkı ancak senin gibi yazanların yazıları ortaya koyar.En iyi dileklerimle Bayramını kutlar,Başarılar ve yeni araştırma ve bulduklarını beklerim.
Teşekkürler üstad. Mutlu bayramlar.
Halkımızın tarihsel mekanlardaki davranış biçimi gerçekten çok düşündürücü ve üzücü…
Malesef öyle. Bilmeden geziyoruz.
Her gununu bayram sevinciyle yasa…..ne guzel betimlemissin de…ama biz her seyi sulandiran milletiz…boyle soylemekten nefret ediyorum ama oyle iste…bizler icin de gez gor ve yaz….yine …..çok teşekkürler…..
Çok memnun oldum. Keyifle gezeceğim.
kalemine saglik
Teşekkür ederim.
Demek olimpiyat atesi ilk bizim topraklarimizda yanmis, ne guzel bir bilgi. Tesekkurler.
Sağol canım
Basarilar canim kizim.
Teşekkürler canım.
Yolun acık olsun.
Teşekkürler
Yanartaş’ın ateşi hiç sönmesin.
Amin
Olimpiyatlar bizim memlekette yapılmış, aaa ne güzel bilgi.
Evet canım bence de
Yüreğine sağlık şekerim
Teşekkürler
Antalya’yı ne güzel anlatmışsın.
Sağol Mervecim
Olimposu görmeyi bende çok istiyorum.
Görmelisiniz.
Vay vay vay harika bilgiler.
Sağol bebem
Yanartaş görülmeye değer gerçekten.
Kesinlikle canım
Yanartaş hikayesi ne de güzelmiş. Teşekkürler.
Öyle gerçektende
Harika yorumlarınız var
Teşekkür ederim.
Ne güzel geziyorsunuz
Nefis bir anlatım tarzınız var. Bayıldım.
Yanartaş’a çıkmak zorlu bir yolculuk gerektiriyor. Valla harikasiniz.
Olimpiyat meşalesi Yanartaş’ın ülkemizde yandığını bilmiyordum. Sayenizde öğrendim. Teşekkür ederim.
Antalya yaşanacak memleket. Gez gez bitiremezsiniz. İyi gezmeler diliyorum.