Selamlar gezisever dostlarım! Anadolu Gezi Rehberi’nin hunili doktor yazarı olarak ve ne yazık ki şu an fazla gezemediğimden; geçen haftaki ‘hastaneye gezi’ yazımdan sonra bu hafta yine sizi farklı bir dünyaya yolculuğa davet ediyorum: Kadın ve erkeğin birbirinden apayrı dünyalarına yolculuğa; e hadi alın kahvenizi gelin, biraz gülüp eğlenelim!

 

Tıp fakültesinde yıllarca bize öğretildiği üzere kadın ve erkeğin anatomik, fizyolojik, hormonal dolayısıyla da duygusal yapı ve tepkileri birbirinden çok farklıdır. İlk insan Âdem, Havva ile birlikte Tanrı’nın yasakladığı ‘elma’yı yiyince; cinsiyetsiz, maddî kaygısız, yeme, içme, üreme derdi olmadan gül gibi yaşadıkları cennetten kovulup; ceza olarak cinsiyet organları ayrışarak, hayatla mücadele edecekleri dünyaya gönderilmişlerdir. Bence o meyve elma değil ‘ayva’ olmalı ki; ‘ayvayı yemek’ sözü de burdan geliyo olabilir sankim, belki, heralde, kesin, net?!!

Sonuçta önce erkek yaratılmış, onun kaburga kemiğinden de kadın… Kadının hayatı çok daha zor geçeceği için ‘kemik kadar güçlü’ olsun diye olabilir mi dersiniz? Neyse amacım dini ya da evrimsel bir tartışma başlatmak asla değil; demem o ki birbirinden ayrı yaratılan bu iki cinsiyetin zevkleri, düşünceleri, hayata bakışları, tepkileri, beklentileri dolayısıyla dünyaları birbirinden çok farklıdır:

1-Bir olayı anlatırken veya birbirlerini dinlerken:

Erkek: Bugün acilde Esra hanımla hasta bakıyoruz, kapıda yüz hasta bekliyo, üstüne bir trafik kazası geldi, ailecek kaza yapmışlar, ne yazık ki anneyi kaybettik, çocuğun ciddi kanaması vardı, kan grubu uyan hastane personeli gidip kan verdik, şükür iyi şimdi çocuk…
Kadın: Esra kim ki, sen bu ay Mahmut’la çalışmıyo muydun??

 

Kadın: Bugün acile çok kötü hastalar geldi, yüksekten düşmeler, kalp krizleri; ay bi de bir aile geldi, çok kötü bir kaza yapmışlar, dört kişilik bir aileden ne yazık ki üçünü kaybettik; öyle üzüldüm ki…
Erkek: Araba neymiş ki, o gün biri yazmış mercedesin yeni modelinin airbag’i açılmamış filan…

 

Kadın: Sence bu bluzun hangi rengini alıyim?
Erkek: Mavi.
Kadın: Nasıl bi mavi; açık mı koyu mu, turkuaz mı, çivit mi, cam göbeği mi, saks mavisi mi, gece mavisi mi, nası bi mavi yaani?
Erkek: Mavi işte ne biliyim yaa, mavi?!?

 

Kadın: Saçlarımdaki değişimi hiç farketmedin, hayret bişeysin yaaa!
Erkek: Aaa canım evet, biraz kestirmişsin, güzel olmuş.
Kadın: Kestirmiş miyim, yuhh, sarıydı siyaha boyattım; keşke 800 lira vermeseydim bu saça, zaten hiçbişey anlamadın!
Erkek: Neeee 800 lira mııı!! Benim yaptığım bi ameliyatım o para diil beyavv, asgari ücret saça mı verilir, asıl sana yuh! Ben boyardım yeminlen! 800 müşşşş, günde 5 saç boyasa kuaför, vay anasına, iyi para valla!!

 

Kadın: (Hikayesinde paylaşmış Ebru, doğumgününde kocası buna isimlerinin harfleri yazılı pırlanta kolye yaptırmış. Kadındaki şansa bak yaa, dubakiim benimki ne alıcak, olmazsa romantik, kocam yazdı gibi aşk dolu bir not koyar, onu eklerim hikayeme… Kocama da pırlanta beklediğimi çaktırmadan laf arasında belirteyim de, kendi bilir vallaaaa!!!)

Erkek: Ay bak pırlanta bekliyo görüyo musun; üfff pırlanta nedir allasen, satsan para etmiyo; bi büyük taksam ne süper olurdu!! Yaaa ben ne güzel düdüklü tencere almayı planlıyodum, hem evin bi masrafı aradan çıkardı hem de kurufasulye yapardı bana, offf beeee….

 

Kadın: Yazıklaaar olsun sana, demek ben senin için tek gecelik bi ilişkiyim, öyle mi??
Erkek: Yaaa niye öyle diyosun ki, hiç olur mu, yarın da sevişiriz…

 

Erkekle kadının ‘ iç sesleri de’ hâliyle gerçeği yansıtamaz, aman yansıtmasın da zaten!

 

Erkek: ‘Canım bugün çok yedim, biraz midem de yanıyo, yaptığın bu enfes yemeği yemesem kızmazsın di mi aşkım?’. (Offf bu ne yav rezalet; nerdeee annemin yemekleri nerdeee bunun yaptığı antin kuntin zeytinyağlı yemekler, etsiz tereyağsız yemek mi olur bu nasıl iş allasen, biz enginarı ineğe verirdik. Bugün de aç kaldık, gördün mü!!)

 

Kadın: (Ayın 12’sinde derbi maçı varmış, bilmiyo gibi şimdi bir plan yapıp söyliyim de İstanbul’a maça gitmeyi filan düşünmesin kendi kendine…) Aşkım ayın 12’si nöbet çıkışıyım, tüm gün boşum ya, uzun süredir başbaşa bişeyler yapmadık Amasra’ya filan mı gitsek ki, ben şimdi yer ayırtırım, olur mu??

 

Erkek: (Anaaam derbi maçına bilet aldık bölümdekilerle gidicez desem kıyamet kopar, ayy ne desem ki, ölü taklidi mi yapsam, söylesem valla öldürür beni, ölürsem o maça gidemem, en iyisi uyuyakalmış gibi yapiyim belki unutur!?!!)

 

Kadın: Canım Ukrayna’da uluslararası bir kongre varmış, karı-koca gitsek mi, Ukrayna’yı görmedik hem, ne dersin?

Erkek: (Heee çok güzel olur, insan yanına leblebi alıp Çorum’a gider mi yaa!?) Naapcaz hayatım Ukrayna’da yaa, zaten görülcek hiçbişey yokmuş orda…(Güzel kadınlar dışında, aaah ahhh!)

 

Kadın: Canım, sence ben kilo aldım mı, nasılım??
Erkek: (Yürek mi yedim, hiç evet der miyim?) Yooo hayatım bence almadın, gayet iyi görünüyosun.

Kadın: Hiç artık bana bakmıyosun ki, sekiz kilo almışım aslında, eskiden her değişikliğimi anlardın!
Erkek: Aşkım anladım tabi, bayaaa bi kilo aldın da, seni kırmamak için söylemedim.

Kadın: Neeeeeyy, bayaaa kilo aldım öyle miii, eskiden beni severdin, kilo alsam da umrunda olmazdı, ‘bayaaa kilo aldın’ nedir yaa?? Ay valla çok canım sıkıldı şimdi yaaa ühü ühüüü, bayaa dedi adama bak yaa??

 

Yazdıklarımı abartı bulanınız olabilir de, bence çok iyi gözlem yaptığımı bildiğimden ‘çoğu var, azı yok’ diyorum!

 

Dünya vârolduğundan beri ne birarada olabildik, ne ayrı; önemli olan ‘sevgi, saygı’, öyle değil mi dostlar? Yeter ki kadın da erkek de birbirinin dünyasını iyi tanısın, birbirini sevsin; birlikte çıkılan hayat yolculuğu işte o zaman anlamlı ve mükemmel olur… Hiçbir şartta elinizi bırakmayacak, sevgili yol arkadaşınızı bulabilmeniz dileğimle…

 

 

©2024 Anadolu Gezi Rehberi

veya

Kullanıcı Bilgileriniz İle Oturum Açın

veya    

Bilgilerinizi Unuttunuzmu?

veya

Create Account