Bir İstanbullu için Süleymaniye Cami’yi görmemiş olmak gerçek bir ayıp kabul edilirken, bizim gibi günübirlik İstanbul seyahatleri yapanlar için de burayı görmeden dönmek o denli kayıptır sevgili okur. İşte biz de bu noktadan hareketle bugün, Mimar Sinan’ın “kalfalık dönemi eserim” diye bahsettiği cami, Süleymaniye Camiyi gezeceğiz.

 

“Mimar bulursun ama Sinan’ı bulamazsın, Sinan’ı bulsan Süleyman’ı bulamazsın…”
Bu sözler Süleymaniye Cami için yıllar önce söylenmiş. Söyleyen çok da doğru demiş.

Cami, Kanuni Sultan Süleyman adına 1551 yılında Mimar Sinan’ın o üstün dehası ile inşa edilmeye başlanıyor ve 1557 yılında ise yapımı tamamlanıyor.

Tam bir Osmanlı eseri olan cami, medreseler, hazire (cami, türbe, tekke gibi yerlerde çevresi parmaklıklarla çevrili mezar yeri), hastane, sıbyan mektebi, hamam, kütüphane, imaret ve dükkanlar ile beraber Süleymaniye Külliyesi’nin sadece bir parçası.

Mimar Sinan’ın deyimiyle, kıyamete kadar yıkılmayacak olan cami, 500 yıla yakın tarihi boyunca büyük depremler atlatsa da, en ufak bir çatlak dahi oluşmadan bugün bile yıllara meydan okuyor.

Kanuni Sultan Süleyman, Mimar Sinan ve Hürrem Sultan gibi birçok ismin kabrini caminin külliyesi içinde ziyaret edebilirsiniz.

Camiye nasıl mı gideceksiniz? Süleymaniye Cami, İstanbul’un Fatih ilçesinin, kendi adını verdiği Süleymaniye Mahallesi’nde yer alır. Camiye ulaşım için en kolay yollardan birisi Kabataş-Bağcılar Tramvay Hattı ile Laleli-Üniversite durağına kadar gelip, buradan kısa bir yürüyüş yaparak gitmektir.

Şahsi aracınızla gidecekseniz, Galata Köprüsü’nden Eminönü yönüne doğru giderken, köprüden sağa çıkış yapıp İstanbul Ticaret Üniversitesi’nin önündeki ışıklardan sola doğru yokuşu çıkacaksınız ve karşınıza Sülemaniye Cami’nin tabelaları gelecektir.

Otobüs ile gitmek isteyenlerdenseniz, direk Süleymaniye Cami Durağı’ndan geçen Hamidiye-Taksim hattını kullanabilirsiniz.

 

©2024 Anadolu Gezi Rehberi

veya

Kullanıcı Bilgileriniz İle Oturum Açın

veya    

Bilgilerinizi Unuttunuzmu?

veya

Create Account